İlk yazı için: Yeni Dünya’da Board Game – 1
İkinci yazı için: Yeni Dünya’da Board Game – 2
Üçüncü yazı için: Yeni Dünya’da Board Game – 3
Dördüncü yazı için: Yeni Dünya’da Board Game – 4
Beşinci yazı için: Yeni Dünya’da Board Game – 5
Altıncı yazı için: Yeni Dünya’da Board Game – 6
Merhaba Arkadaşlar,
Eylül Ayı Deneyimim:
Bu ay da yine güzel bir ay oldu, hem yeni çıkan oyunları denerken hem de eski klasikleri oynama fırsatı yakaladık. Essen’e çok az bir zaman kaldığı için oyuncularda genel olarak yeni oyunları bekleyiş hakim, Kickstarter çıkışları haricinde pek hareketlilik yok. Ben de bu durağanlıkta buradaki oyuncuların heyecanla beklediği birkaç oyunu sıralayayım dedim. Bazılarının çıkış tarihi oldukça yakın, yazıyı yayınladığım zamanda çıkmış dahi olabilirler. Öte yandan, 8 aylık Amerika serüveninin sonuna gelmek üzereyiz, önümüzdeki ayın yazısı aynı zamanda serinin de son yazısı olacak.
1- The King’s Dilemma: Epey değişik bir oyun gibi görünüyor The King’s Dilemma. Diplomasi ve oylama mekaniklerini legacy mekaniğiyle birleştiriyor. Fikir orijinal, mekanikler de insanların ilgisini çekince heyecan da beraberinde geliyor. Oyunlardaki diplomasi mekaniklerini özellikle beğeniyorlar oyuncular; örneğin bu oyun yerine bir başka retail’a çıkması beklenen oyun olan Democracy’yi de yazabilirdim, ama aslında 2013 oyunu olunca yazmadım. Ya da birbirine yakın olan Cosmic Encounter – Dune oyunlarının karşılaştırmasında tercihlerini Dune’daki alan kontrolü mekaniği yüzünden Cosmic Encounter’dan yana kullanıyorlar. Bu oyun da tam o kritik noktayı hedef alıyor sanırım. Şahsi olarak ise hiç tarzım değil bu tip oyunlar, ama legacy oyunu olmasa en az bir kez denemek isterdim.
2- Keyforge: Worlds Collide: Daha önceki yazılarda da bahsetmiştim, Keyforge burada inanılmaz popüler bir oyun. İlk oyun Call of the Archons’dan sonra bu yıl çıkan Age of Ascension da oyuncular tarafından tutuldu. Seriye yeni haneler ekleyen üçüncü oyun da para basmaya devam edecek gibi.
3- Paladins of West Kingdom: Serinin bir önceki oyunu Architects of the West Kingdom sık sık masada oynanırken görebileceğiniz bir oyun. Önceki seri de (North Sea serisi) yine beğenilen serilerden. Oyunun tasarımcısı Shem Philips için de kendini geliştirdiği yorumları duyuyorum. Bu nedenlerle oyundan beklentiler yüksek. Benim de gözüme kestirdiğim oyunlardan.
4- Clank Legacy Acquisitions Incorporated: Sanırım burada Star Realms’ten sonra en sevilen deste oluşturma oyunu Clank. Orijinal oyunu da, In Space’i de, Sunken Treasures’ı da sıklıkla oynanırken görmek mümkün. Haliyle yolu gözlenen oyunlardan. Oyun 75-100 dolar bandında satışa çıkacak gibi gözüküyor, bana biraz pahalı gibi geldi ne kadar değer bilemedim. Ama fiyatı belli ki sorun etmeyecek insanlar.
5- Through the Ages: New Leaders & Wonders: Listedeki diğer oyunlardan farklı olarak New Leaders & Wonders bir ek paket olsa da, diğer oyunlar kadar (belki daha bile fazla) heyecanla bekleniyor. Buradaki arkadaşlar arasında oyunun playtesterları da vardı, oyunun yarattığı gazdan bazen kendilerine konulan kuralları çiğneyip kartları bize gösteriyorlardı ?Bütün kartların bilgisi açık gerçi şu anda, artık herkes Ekim sonunu bekliyor.
6- Marvel Champions LCG: Şimdi bir bakalım: Çizgi roman sektörünün açık ara bir numaralı ülkesinden bahsediyoruz, Marvel film evreni sağolsun temanın popülerliği malum, Fantasy Flight’ın LCG’leri kapış kapış gidiyor, daha fazla sebebe gerek var mı ki? Marvel hassas noktalarımdan bir tanesi, o yüzden sırf sonradan hayal kırıklığına uğramayayım diye beklentimi yükseltmemeye çalışıyorum. Buradaki insanlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, oyunun çıktığı anda kapış kapış gideceğine eminim.
İlk Kez Denediğim Oyunlar:
Apotheca: Asimetrik güçlerle oynanan, basit set toplama/bulmaca oyunu. 4×4’lük haritada aynı renkteki 3 iksiri yanyana getiren oyuncu oyunu kazanıyor. Büyük oyun sonrasında hızlıca oynamak için belki düşünülebilir ama eğlenceli bulduğumu da söyleyemeyeceğim.
Dragoon: Yaşadıkları adayı işgal eden insanlara, köylerini ve şehirlerini yakarak karşılık veren ejderhaları yönettiğimiz basit bir alan kontrolü oyunu. Amacımız mümkün olduğunca fazla köy/şehir kontrol edip ya da yok edip 50 altına ulaşmak. Bu esnada diğer oyuncularla savaşıp onların altınlarını da çalabiliyoruz. Oyun eğlenceli ama %90 şansa dayalı, haritada yeni karoların nereye açılacağını, savaşların sonucunu hep zar belirliyor, oyundaki “take that” elementini yaratan kartlar da dengesiz. Bunu kabul ederek oynamak lazım. Onun haricinde de Kickstarter ürünü olduğu için komponentler aşırı kaliteli (mekaniklerin sallantıda olmasının sebebi de bu gibi ?). Çok üzerine düşünmelik değil, kafa dağıtmalık oyunlardan.
Too Many Bones: Offff. En büyük hayal kırıklıklarından. Aslında son derece güzel fikirlerle yola çıkılmış: Hikaye odaklı, RPG öğeleri barındıran, asimetrik karakterli ve geniş yetenek ağaçlı, zar oluşturmalı oyun. Ancak Kickstarter oyunlarında artık sıkça gördüğümüz üzere oyuna o kadar fazla şeyi aynı anda sıkıştırmaya çalışmışlar ki, saçma sapan çorba olmuş. Karakter başına 16 tane zar, her birinde farklı ikonlar, her ikonun ayrı açıklaması, ayrı kullanım kuralları, pasif özellikleri vs derken iş çığrından çıkıyor. Üstüne üstlük kural kitabı berbat, havada kalan kısımlar çok. Oyuncu yardımlarına 2 dakikada bir bakmadan oyunu oynamak mümkün değil. Dolayısıyla oyun süresi korkunç. 60-120 dk demişler, büyük yalan. Savaşlar ayrı rezalet. Tamamen zara dayalı olmasını geçtim, sıra daha size gelmeden ölmeniz mümkün. Hikayenin etkisini hissediyor musunuz? Hayır. Komponent kalitesi güzel, e o da olsun bir zahmet, oyun 130 dolara satılıyor. Yapımcı firmanın olayı oyunlarında bir şekilde poker çipi kullanmak ama sırf karakterin kaç canının kaldığını tutmak amacıyla çip kullanmak da anlamsız oluyor biraz. Daha yazılacak çok şey var da, burada keseyim. Büyük ihtimalle piyasadaki en overrated oyun.
El Grande: Yeni tecrübe edebildiğim klasik alan kontrolü oyunu. Bu kadar az kuralla bu kadar yalın ve temiz bir dizayna hayran olmamak elde değil. Oyunda uzun soluklu bir strateji tabii ki mevcut, ama oyun okumayı, anlık fırsatları yakalamayı gerektiren taktik kararların etkisi daha baskın. Sanırım hiç eskimeyecek oyunlardan.
Skull: Basit, büyük oyun sonrası oynayıp kafa dağıtmalık. Tamamen blöf üzerine kurulu. Oyuncular turunda ellerindeki 3 çiçek ve 1 kafatasından birini yere kapatıyor, ya da yerde kapalı olanlardan kaç tane çiçek açabileceğine dair açık artırma başlatıyor. Amaç iki kere açık artırmayı kazanıp girdiği bahsi yerine getirebilmek. Kurukafa açarsanız da patlıyorsunuz, elinizden rastgele bir kart oyun dışına gidiyor. Eğlenceli.
Century: A New World: Century serisinin son oyunu. Spice Road’dan bir tık aşağıda, Eastern Wonders’tan bir gömlek daha iyi. Hızlı akması gereken oyun Eastern Wonders’ta çok yavaşlamıştı, bunda kaybettiği o tempoyu geri kazanmış. İşçi yerleştirme mekaniği gelmiş, biraz daha etkileşim katmış oyuna. Ancak takas bölgelerini de azaltmışlar, oyunun güzel işleyen motor kurma mekaniği biraz sekteye uğramış, en değerli kaynağı almak sadece fazla işçi harcamaya bakıyor. Seriden bir tane oyun seçecek olsam hala ilk oyunu seçerim, ama bu da oynanabilir gibi. Son olarak diğer oyunlarla kombinleme fırsatım olmadı henüz, nasıl olur merak ediyorum.
Chronicles of Crime: Önce şunda anlaşalım: Chronicles of Crime gayet eğlenceli. Ama kendisi içinde mobil uygulama olan bir kutu oyunu değil, yanında QR kod okutasınız diye kart veren bir mobil uygulama. Facebook’ta Criminal Case diye bir gizli obje oyunu vardı bir ara çok popüler (hala da var galiba), hah işte onun QR kodlu versiyonu. Hikayeler çok zayıf, en ufak zeka kırıntısı bile içermiyorlar. Çok fazla seçeneğiniz de yok, lineer bir yolu takip ediyorsunuz. Ama başta dediğim gibi, eğlenceli bir deneyim. Beklentinizi yüksek tutmayın, mümkünse iki oyuncuyu geçmeyin. Daha iyi bir detektiflik deneyimi arıyorsanız Sherlock Holmes oyunlarını (Consulting Detective de olur, PC oyunları da olur, hatta PC oyunları daha iyi olur :D) öneririm.
Underwater Cities: 2018’in en iyi oyunlarından. İşçi yerleştirme, kart bazlı aksiyon yapma ve engine building mekaniklerini çok güzel şekilde harmanlıyor. İşçileriniz ve kartlarınızı maksimum verimle kombinlemeye çalışıyorsunuz temel olarak. Terraforming Mars’a çok benziyor, ama işçi yerleştirmenin kapattığı alanlar sebebiyle pasif de olsa oyuncu etkileşimi daha fazla. Yine Terraforming Mars’ta olduğu gibi bazı kartlar bariz iyiyken bazı kartlar çöp. Bunlar taktik varyantları çeşitlendiriyor, her zaman ana stratejinizi takip etmeyebiliyor, elinizdeki kartlara ya da açık olan aksiyonlara göre anlık fırsatlara yönelebiliyorsunuz. Son olarak üç tane olumsuzluktan bahsedebilirim. Öncelikle oyunun komponent kalitesi hakikaten berbat, ucuza kaçılmış. Kesinlikle 4 kişi oynanacak durumda değil, oyun süresi ve boş geçen zaman inanılmaz uzarken şans faktörü artabilir. İki ya da maksimum 3 kişi oynamak gerek. Bir de oyunda problemli bir kelp (yosun) stratejisi var, ama yeni çıkacak ek paketle o sorun da çözülecek sanırım.
Chakra: Kötü. Hatta epey kötü. Teması meditasyon yaparak çakralarımızı açmak. Oyunda mücevherleri hareket ettirerek boardumuzdaki yerlerine denk getirmeye çalışıyoruz, farklı renkteki mücevherler çakrayı tıkıyor, önce onlara yol açmamız gerekiyor vs. Güzel görünüyor, komponentlerin albenisi falan var, ama belli ki oyun iyi bir test aşamasından geçmemiş. Mekaniklerin neresinden tutarsanız elinizde kalıyor, iş tamamen şansa bakıyor vs. Görüntüsüne aldanmayın, uzak durun derim.
Goa: El Grande gibi bu da ayın klasik kontenjanında. Günümüzdeki benzer oyunlarla kıyaslandığında son derece basit ve az miktarda kurala sahip, ama bir o kadar da derinleşebiliyor. Oyun iki bambaşka safhadan oluşuyor. İlk safhada alabildiğine oyuncu etkileşimi var, açık artırmayla kaynak karolarını topluyoruz. İkinci safhada ise oyuncu etkileşimi yok, topladığımız kaynakları kullanarak koloni kurma, hasat, vergi toplama gibi aksiyonlarımızı uyguluyoruz ve/veya geliştiriyoruz. Oyun sonunda da geliştirdiğimiz aksiyonlara ve kurduğumuz kolonilere göre puan topluyoruz. Defalarca oynanabilecek oyunlardan.
Hadara: Güzel bir giriş seviyesi kart drafting oyunu. 7 Wonders’la karşılaştırmak mümkün. Bunda oyuncular arası etkileşim çok daha düşük, kendi motorunu ve puanını maksimize etmeye odaklanıyorsun. Seçenekler de daha sınırlı. Oyunda her rauntta iki kısım var. İlk kısımda herkes turunda 5 farklı kart destesinden (ordu, kültür, besin, para, joker) birinden 2 kart çekip birini tutuyor, diğerini ayırıyor. Tuttuğu kartı satın alıyor, ya da satıyor. Bu şekilde kartları bitirdikten sonra herkes para ve kaynak topluyor. İkinci aşamada ise oyuncuların kenara ayırdıkları kartlar arasından seçim yapılıyor, herkes yine seçtiği kartı satın alma ya da satma şansına sahip oluyor. Bu şekilde geçen 3 raunt sonrası en çok puanı toplayan kazanıyor. Oyunun özellikle çok hızlı akıyor olmasını ve ufak kaynak yönetimi mekaniğini beğendim, drafting mekaniğini yeni oyunculara tanıtmak için ideal seçim olabilir.
DinoGenics: Oyuncuların ilgisini çekmeyi daha iyi başarmış Dinosaur Island’ın neredeyse birebir aynısı. Dinozor parkı oluşturuyoruz, farklı farklı yeni dinozorlar alıyoruz, müşteri çeken atraksiyonlar ve binalar yapıyoruz, ne kadar müşteri çekersek o kadar puan kazanıyoruz. Oyunu geriye iten bir iki nokta var: İlk olarak park güvenliği mekaniği Dinosaur Island’taki kadar iyi çalışmıyor, zarla halletmeye çalışmışlar olmamış. İkincisi, oyunda ilk oyuncunun inanılmaz avantajı var, hem en çok müşteriyi (yani puanı) alıyor, hem en çok parayı alıyor, hem de ilk o oynuyor. Bina ve tur ikonografilerinde de kafa karıştırıcı noktalar var. Bu problemleri çözeceği düşünülen 2. baskı 2020 Şubat’ta gelecekmiş, onu da deneyip görmek lazım.
Baseball Highlights 2045: Nadir spor temalı oyunlardan. Tema olarak adı üstünde yakın gelecekte geçiyor, cyborglar, robotlar ve insanlar birlikte beyzbol oynuyorlar. Mekanik olarak da iki kişinin elindeki kartlarla rakibe atak/kontra atak yapması üzerine kurulu. Geçmişte beysbol temalı Bottom of the 9th’ı oynamıştım, o da yine gayet güzel ama daha çok pitcher-batter düellosuna odaklanan bir oyundu. Bu biraz daha maçın genel stratejisine yönelik, hatta bir maçtan diğerine geçerken takımınıza alacağınız yeni oyuncularla (burada deste oluşturma mekaniği de devreye giriyor) tek maçtan öte playoff serisi hissiyatı da veriyor. Beysbol bilen ve seven bir ekiple (bu biraz zor tabii, çok yaygın bir spor değil bizde) şahane turnuva da dönebilir.
Who’s the Ass?: Papaz kaçtı ve 51 arası bir parti oyunu. Turda bir oyuncu elindeki aynı rakamlı kartları ikili, üçlü vb. şekilde ortaya açıyor, diğer oyuncular aynı o eşten daha yüksek rakamlı ve aynı sayıdaki kartla eş açmaya çalışıyor. Başarabilirse o kartlardan kurtulmuş oluyor. Oyundaki papaz kartı diyebileceğimiz eşek kartına sahip olan en yüksek eşi açarsa eşek turu oynanıyor, bu kez en yüksek kartı oynayan oyuncu diğer oyuncuların oynadığı kartları eline topluyor. Bir oyuncu elindeki kartların tamamından kurtulunca oyun bitiyor. Kart oyunlarını seven, 6-7 kişiden kalabalık gruplarda da oynanacak oyun arayanlar ilgilenebilir.
Decrypto: Nefis bir kelime oyunu. Oyunun başında oyuncular iki takıma ayrılıyor ve her takımın önüne sadece kendilerinin bildiği 4 tane anahtar kelime açılıyor. Her kelime bir rakama denk geliyor. Her raunt takımdaki ipucu veren kişiler 3’lü kombinasyondan oluşan kodları (213, 412 vb), o kelimelerle ilgili ipucu vererek kendi takımına buldurmaya çalışıyor. Aynı ipuçlarını diğer takım da öğreniyor. Takımlardaki diğer oyuncular hem kendi kodlarını bulmaya, hem de karşı takımın kodunu kırmaya çalışıyorlar. Codenames’e benziyor, ama kıyaslarsak daha üstün olduğunu söyleyebilirim. Bütün oyuncular oyuna entegre, ayrıca ipucunu kendi takımına buldurup karşı takıma buldurmamaya çalışmak ekstra bir katman veriyor. Kelime oyunu seven herkese tavsiye ederim.
Agricola: All Creatures Big and Small: Agricola’nın epey tıraşlanmış (işçi sayısı sabit, kart oynama mekaniği yok, board’daki seçenekler azaltılmış) ve iki kişiye özel uyarlanmış hali. Hızlı oynanışı (yaklaşık 30 dk) ve iki kişilik oyunlara bir alternatif sunması avantaj. Uwe Rosenberg oyunlarını seviyorsanız ve 3-4 kişilik gruplar bulmakta zorlanıyorsanız tercih edebilirsiniz.
Arkham Horror: The Card Game – The Circle Undone: Arkham Horror LCG’nin tamamlanan son bölümü. Bu bölümde hikaye biraz bölük porçük ve ağır başlıyor, sonlara doğru iyi toparlıyor. Yalnız mekanik olarak bir şey hoşuma gitmedi: Neredeyse her senaryoda lokasyon kartlarının, düşmanların, senaryo kartlarının vs üstünde ekstra, pasif kurallar var. Bunların tamamı üst üste binince bir yerden sonra kural atlamadan oynamak imkansız hale geliyor. Bir iki tur sonra “aaa, benim bunu yapamamam gerekiyordu” ya da “aaa, benim ayrıca şu şu özelliğim vardı” tepkisi gayet normalleşiyor. Bir de oyun iyice zorlaşmış. Oynadığım açık ara en zor bölüm. Bazen bunaltabiliyor ama çok iyi bir deneyim de yaşatıyor. Sırada Dream Eaters ek paketi var.
Age of Empires III: The Age of Discovery: Adı yanıltmasın, oyunun Age of Empires’la konu haricinde herhangi bir alakası yok. Ama işçi yerleştirme ve alan kontrolü mekaniklerini çok iyi şekilde birleştiren güzel bir dizayn. Oyuncular arası etkileşim had safhada, 4-5 kişi oynanmasına rağmen hızlı akıyor, farklı stratejileri takip etmek mümkün. Günümüzde bu versiyonu bulmak biraz zor, ama oyunu Empires: Age of Discovery olarak tekrar yapmışlar, bu versiyon yerine edinilebilir. Onun da fiyatı yüksek gerçi, negatif yön olarak belirtmek gerekir.
Orleans: Invasion: Orleans’a kooperatif modu ve 5. oyuncuyu kazandıran ek paket. Kazanmak için hem oyunun standart görevlerini (Bölgeyi savunmak için 50 para gönder, haritadaki her kenar şehre bina inşa et vb.) hem de oyunun başında aldığınız oyuncu görevlerini (oyun sonunda en az 4 bina inşa etmiş ol, beyaz alanda en üst seviyeye çık vb.) tamamlamak zorundasınız. Çok güzel bir kooperatif deneyim, alfa oyunculuk yapmak ya da diğer oyuncuları yönlendirmek pek mümkün olmuyor. Görevleri tamamlamak hiç de kolay değil, planlı ve detaylı düşünmek zorundasınız. Orleans seviyorsanız kesinlikle denemelisiniz.
Ayın Top 3’ü: 1- Underwater Cities 2- Age of Empires: Age of Discovery 3- El Grande
Bülent Aykutoğlu
Selamlar, benim de bi önerim olacak, son zamanlarda cok oynadığım için mutlaka oynamanızı öneririm: Wingspan. Wingspan bir engine builder. Bu oyunda bir deste kuş kartlarından önünüzdeki alana kartlar yerlestiriyorsunuz. Bu kartların farklı farklı özellikleri olup yerlestirdiginiz alanın aksiyonu geliştiriyor. Bu oyunun en ilgi çekici kısmı bu kuşların birbirleri ile kombinasyonları. Oyundaki kart sayısının fazlalığı ve her kartın bir diğerinden farklı olması (bu konuda emin değilim ama şimdiye kadar gözlemlediğim bu) ve oyun başında seçilen skor koşulları bu oyunu tekrar tekrar sıkılmadan oynanmasını sağlıyor. Küçük bir civilization oyunu ararsanız da size Age of Civilization’u öneririm ama onun detaylarına girmeyeceğim.
Bir de bana İstanbul’da bir boardgame dükkanı ve/veya mekanı önerebilirseniz sevinirim.
Selamlar,
Her şeyden önce yorumunuz icin teşekkürler. Dilerseniz yorumdaki oyunlar icin ayrıntılı oyun incelemesi yayınlayabilirsiniz.
Oyun mekanı olarak, Kadıköy’de Goblin, Beşiktaş’ta Pegasus’a bakabilirsiniz.