Constantinopolis, yine deniz ticareti, adından da anlaşılabileceği üzere bu sefer Bizans dönemi İstanbul’unda geçiyor.
Nasıl Oynanır?
Ticareti de kazanç odaklı şeklinde yapsak da şehre yatırım yaparak prestijimizi arttırıyoruz. Şehir geliştirme pullarının kazanılan parayla alınması ve oyunun şehre katkıyla prestij kazandırması daha az rekabetçi (anti-kapitalist) bir ticari anlayışı temsil ediyor. Pullar şeklinde aldığımız üretim binalarının sağladığı kaynakları aldığımız görev kartlarıyla deniz ticaretine gönderebilir ya da ekonomik parametreleri turda değişen pazar yerinde takaslayabiliyoruz. Tur başlangıcı, oyuncu sırasının belirlendiği arttırma ile belirleniyor ve bu aksiyonla her oyuncunun o tur avantajları ve odaklanacağı strateji biraz belli olmuş oluyor. Kartların ve kullanacağımız gemilerin çeşitlendirmesi, üretim yapan bina tercihlerimizle bağlantılı. Muhtemelen birkaç defa oynayınca bu bağlantı hızlıca kurulabilir ve hızlı bir üretim ve teslimat sistematiği geliştirilebilir. Ama zaten böyle bir oyun her ay masaya konacak türden ziyade, farklı bir renk vermesi açısından daha keyifli olur.
Son Olarak
Oyun kural kitabı da, kartların grafiksel dili de kolay anlaşılabilir. Pulların grafiği biraz daha anlaşılabilir olabilirdi, birkaç bina karışabiliyor. 10 senelik bir oyun olmasına rağmen kalitesinden hiçbir şey kaybedeceğini düşünmüyorum. Bu yazıyı yazarken ilk fırsatta oyunu İstanbul’a getirip tekrar oynama isteğimi depreştirdi.
Dolaşımda başka bir kopyası olduğunu sanmıyorum, yurt dışında da baskısı tükenmeye yakın. Ama bence ‘yükle & teslim et’ türünde klasik bir oyun.